Kategori: PEYGAMBER EFENDİMİZİN(S.A.V.) EVLİLİKLERİ

PEYGAMBER EFENDİMİZİN(S.A.V.) EVLİLİKLERİ

Peygamber Efendimiz(S.A.V.) 25 yaşında kendisinden 15 yaş büyük Hz.Hatice(A.S.) validemizle  evlenmiş,  25 yıl mutlu bir evlilik sürdürmüştür ve

Sizin hayırlılarınız, kadınları için hayırlı olanlarınızdır (İbni Mace c. 1, s. 636)

Buyurmuştur.

Peygamber Efendimiz(S.A.V.)in evlilikleri konusu İslama saldırmaya çalışanların çokça kullandığı bir konu olmuştur. İslama saldırmak cahillerin işidir, çünkü bilen, araştıran kimseler İslama saldırmak için bir gerekçe bulamazlar. Örneğin Müsteşriklerden Cariyle şöyle demektedir:

“O, 25 yaşında iken kendisinden 15 yaş büyük olan bir kadınla evlendi ve onunla 25 yıl ömür sürdü. Kadınlara rağbet etmedi. Birden bire huyunu, karakterini ve davranışını değiştirip nasıl kadın düşkünü olabilir ki? Buna ben kendi hesabıma inanmam”.

Çamur atmak çok kolaydır. Allah’ın en sevgili kuluna bile çamur atmak çok kolaydır. Ama o çamur ona asla ulaşmaz, onların o necis ağızlarından çıkan çirkin iftiralarını kimse dikkate almaz. Onlar çamur attıkça kendi çamurlarının içinde daha çok boğulurlar.

Peygamber Efendimiz(S.A.V.); onun kurduğu devlet dönemin en güçlü devletlerinden birisiyken ona denk bile olamayacak, küçük devletlerin bile başındaki insanlar krallar gibi yaşarken o nasıl yaşıyordu ibret olması açısından ilgili hadisler bakalım:

“Hz. Aişe validemiz anlatıyor: Resûlullah’ın evinde en çok yiyecek bulunduğunda üç gün yetecek kadar olurdu, çoğunlukla bir ya da iki öğün yiyeceğimiz olurdu, bazen de hiç olmazdı.”

“Kâinatın Efendisi bir gün sert bir nesnenin üzerine yatmış uyuyordu. O sırada Hz. Ömer bir mesele için yanına gelmiş ve Kâinatın Efendisi uykusundan uyanmıştı. Yattığı yerden kalkınca üzerine yattığı omuzu açılmış ve yattığı yerin izleri sırtında çıkmıştı. Bu durumu gören Hz. Ömer son derece üzülmüş ve gözlerinden yaşlar akarken şöyle demişti:
Ey Allah’ın Resûlü! Sen ki, Allah’ın Resûl’üsün, sen ki âlemlere rahmetsin, sana güzel döşekleri olan, evler yapalım. Bak İran kisrasının saraylarına, bak Rum kayserlerinin saraylarına. Biz onlardan daha güzelini yaparız. Efendimiz: Ey Ömer! Benim durumum ile dünyanın durumu şuna benzer: Yolculuğa çıkan bir insan düşün, bir ağacın gölgesinde bir an dinlenmek için durmuş ve sonra yoluna devam etmiş. İşte ben o ağacın altında duran adamın durumundayım. Bu dünya kisraların, kayserlerin olsun. Âhiret hayatında Rabbimizin nimetleri bizim olsun istemez misin?”

“Hz. Aişe validemiz anlatıyor: Onun giyeceği elbisesi yoktu, bazen elbisesini yıkadığımızda başka elbisesi olmadığı için kurumasını beklerdi.”

Peygamber Efendimiz(S.A.V.) gibi muhteşem bir zâta, eline geçen fırsatlar içerisinde bile  dünyaya hiçbir meyli olmayan mübarek bir zâta haşa kadın düşkünü şeklinde iftira atabilmek için ruh hastası olmak gerekir(iftira atmaktan ancak ruh hastaları zevk alabilir). Peygamber Efendimiz(S.A.V.)in elde ettiği fırsatlardan onda biri onlara verilseydi o zaman kadın düşkünlerini görürdük. Müşrikler bu davandan vazgeç sana malımızı, mülkümüzü verelim, en güzel kadınlarımızı sana verelim derken o sıkıntı görmeyi, işkence görmeyi tercih etti, çünkü o haşa “kadın düşkünü” veya “mal düşkünü” değildi, o davasına bağlıydı, o Allah’a aşıktı. Bu iftiraları atanlar gibi paraya, makama, mevkiye, kadınlara düşkün değildi. Onlar Peygamber Efendimiz(S.A.V.)e verilen imkanların, fırsatların onda birini bile göremezken o kendisine sunular bütün imkanları reddetmiştir ve özellikle Mekke Döneminde bildiğimiz o sıkıntılı, çileli, işkence dolu yılları tercih etmiştir.

Hz.Enes(R.A.) anlatıyor:Rasulullah(S.A.V.) şöyle buyurdu:”Yemin ederim ki, Allah yolunda, kimsenin görmediği eziyetleri gördüm. Allah için, hiç kimsenin yaşamadığı korkulara maruz bırakıldım.(İbn Kesir, el-bidaye,3/47)

Kureyşin önde gelen müşrikleri yani aristokratları, Peygamber Efendimiz(S.A.V.)e neler teklif ederken bakın onun cevabı ne oluyor:

“Ey Muhammed! Sana karşı gelişimizin makul bir sebebi olsun diye sana haber gönderdik. Gerçek şu ki, senin kavminin arasına attığın fitne kadar hiçbir arap fitne atmadı. Neler yapmadın ki! Atalara lanet okudun, onların dinlerini abes gördün, akıllarını küçük düşürdün, ilahlarına ağır laflar ettin. Birliği dağıttın. Ne kadar çirkinlik varsa hepsini aramıza soktun. Bu getirdiğin din ile, gayen mal elde etmekse biz senin için aramızda mal toplayalım, böylece en zenginimiz ol. Nam ve şöhret istiyorsan, seni başımıza getirelim. Yok, eğer kral olmak istiyorsan, kendimize kral yapalım. Şayet cin çarptı da, bundan kurtulamıyorsan bütün malımızı sarf edip seni tedavi ettirelim, ta ki kurtulasın.” Dediler.

Kainatın Fahrı(S.A.V.) bunun üzerine şöyle buyurdu:”Dediğiniz şeylerin hiçbiri bende yoktur. Elçilik görevime karşılık sizden ne mal ne şeref ne de krallık istiyorum. Doğrusu ben, size Rabbimin buyruklarını getirdim. Sizin iyiliğiniz için çalışıyorum. Getirdiğim şeyi kabul ederseniz bu, sizin dünya ve ahiretteki nasibinizdir. Reddederseniz, o takdirde, Rabbimin aramızda bir hüküm vereceği ana kadar sabrederim.”(İbn Kesir, el-bidaye,3/62)

Peygamber Efendimiz(S.A.V.)in evlilikleri iftira atmaya çalışanların hep hedefinde olduğu için bu konuyla ilgili bir alıntıyla bitirelim.

“Gerçekten de 25 yaşında iken evlendiği ve kendisinden 15 yaş büyük olan, Hz.Hatice ile 50 yaşına kadar yaşayan Hz. Peygamber, 50 yaşında iken yaşıtı olan Şevde ile evlenmiş ve çok evliliklerine 53 yaşından sonra başlamıştır. Evlendiği hanımlardan biri hariç tümü, ya dul ya da önceki evliliklerinden çocukları olan kadınlardır. Bu da, evliliğin ana saikinin “şehvet” olmadığını göstermektedir.

Hz. Peygamber’in çok evlenmesinde, siyasi amaçların ağırlıkta olduğunu düşünüyoruz. Örneğin, Hz. Aişe ve Hz. Hafsa ile evlenerek, Hz. Ebubekir ve Hz.Ömer’le ilişkilerini güçlendirmiştir. Beni Mahzum’dan Ümmü Seleme ile evlenerek, İslam’a en büyük düşmanlığı yapan Ebu Cehil’in kabilesinin düşmanlığını önlemiştir. Ümmü Habibe ile evlenerek, Mekke lideri olan babası Ebu Süfyan’la ilişkilerini yumuşatmaya çalışmış, bir daha savaşta kendisinin karşısına çıkmamasını sağlamıştır. Benî Nadir liderinin kızı Safiyye ile evlenerek Yahudilerin düşmanlığını azaltırken, Benî Mustalik’in liderinin kızı Cüveyriye ile evlenerek de, bu kabilenin İslam’a girmesini sağlamıştır. Meymune, ile evlenerek Meymune’nin kız kardeşinin evli olduğu ünlü kabile lideriyle bacanak olmuş ve onlarla yakınlık sağlamıştır. Zeynep b. Cahş’la evliliğini, bir Cahiliyye adetini yıkmak için Allah istemiş ve Kuran’da bu konuyla ilgili ayetler indirmiştir. Diğer hanımı Zeynep binti Huzeyme ise, Hevazin’in çok güçlü bir kabilesine mensuptur.
(Aişenin evlilik yaşı,Yrd. Doç. Dr. Mehmet AZİMLİ,İslami Araştırmalar Cilt 16 Sayı 1/2003)”